GÜNEŞ VE CİLDİMİZ. GÜNEŞİN ZARARLARINDAN NASIL KORUNMALI ? 

Altı milyar yaşındaki yıldızımız güneş, insan sağlığı yönüyle gitgide artan oranda haberlere konu oluyor. Bir zamanlar bronz bir cilde sahip olarak daha iyi görünmek ve daha çok D vitamini almak için güneşte saatlerde yatarken, günümüzde güneşin zararları konusundaki son bilgiler aklımızı karıştırıyor. 

Bu karışıklığın merkezi güneşin Ultraviyole A (uzun dalga) ve Ultraviyole B (kısa dalga) ışınlarıdır. UV ışınlarının zararın ne olduğu ve kendimizi en iyi nasıl koruyacağımız konusundaki anlayışımız yeni araştırmalarla sürekli değişmektedir. Örneğin, bir zamanlar sadece UV B'nin endişe duyduğu düşünülmüştü. Ancak UV A'nın neden olduğu hasar hakkında daha fazla şey öğrenmeye devam ediyoruz. UV A'ya karşı yeni ve geliştirilmiş koruma şekilleri ortaya çıkıyor. Bu yeni gelişmelere ayak uydurmak, güneşin zararlarının önlenmesine yardımcı olacak değerli bir mücadeledir. 

Ultraviyolet A ve B nedir ?

Ultraviyolet (UV) (morötesi)  radyasyonu güneşten dünyaya ulaşan elektromanyetik (ışık) spektrumun bir parçasıdır. Görünür ışıktan daha kısa dalga boyları vardır ve çıplak gözle görünemezler. Bu dalga boyları UV A, UV B veya UV C olarak sınıflandırılır.  UV C ozon tabakası tarafından emilir ve yeryüzüne ulaşmaz.  UV A,  340-400 nanometre dalga boyunda olan UV A1 ve 320-340 nanometre dalga boyudanki UVA 2 radyasyonundan oluşur. UVB, 290 ila 320 nm arasındadır.

Hem UVA (UV A 1 ve 2)  hem de UVB  yeryüzüne ulaşır ve erken cilt yaşlanması, göz hasarı (katarakt dahil) ve cilt kanserleri gibi durumlarda önemli bir rol oynar. Ayrıca bağışıklık sistemini bastırırlar, bu ve diğer hastalıklarla savaşma yeteneğini azaltırlar.

UV A ve UVB radyasyonu cildin hücresel DNA'sına zarar verir. Aşırı UV radyasyonu ise cilt kanserine yol açabilen genetik mutasyonlar üretir. Dünya Sağlık Örgütü, UV'yi kanıtlanmış bir insan kanserojeni olarak tanımlamıştır. UV radyasyonu, cilt kanserlerinin ana nedeni olarak kabul edilir. Günümüzde bu kanserler, dünyada her yıl bir milyondan fazla kişide görülmektedir.

UV Işınlarından nasıl korunulur ?

Elbette en kolay ve doğrusu güneşle direk temastan mümkün olduğunca kaçınmaktır.  Bu amaçla, güneşin en dik olduğu saatlerde güneşe çıkmamalı, güneşe çıkıldığında ise güneşle cildin temasını en aza indirecek giyimleri tercih etmeliyiz. Ayrıca ultraviyole korumalı kumaşlardan üretilen giyecekler, geniş ve dairesel siperlikli şapkalar tercih etmeli ve UV korumalı güneş gözlükleri kullanmalıyız.

UV Işınlarının cilde verecekleri zararı nasıl azaltılır ?

Bu amaçla UV ışınlarına karşı cildi koruma amaçlar güneş kremleri kullanılmalıdır. Güneş kremleri 2 temel mekanizma ile güneşe karşı korurlar. Bazı güneş kremleri ciltten emilmez, cildin üzerinde bir fiziksel bir bariyer tabaka oluşturur ve bu yolla UV ışınlarının ciltin alt katmanlarına geçmesine engel olur. Ciltten emilmeyen ve tabaka oluşturarak koruyan çinko oksit ve titanyum dioksit içeren bu grup kremler mantıklı görünse de sürüldükten sonra ciltte yoğurt sürülmüş tarzı bembeyaz görünüm oluşturmakta olduğundan pek tercih edilmemektedir. 

Diğer ve yaygın kullanılan güneş kremleri ise ciltten emilerek hemen cilt altından koruma sağlarlar. 

Güneş Koruma faktörü (Sun protection Factor -SPF) nedir ?

Güneşten koruyucu kremler güneş ışınlarından koruyucu özelliklerine göre sınıflandırılırlar. Örneğin güneş koruma faktörü (SPF)  15 olan bir krem kullanıldığında krem sürmeden 1 dakika güneşe maruz kaldığında alınan radyasyon miktarı 15 dakikada alınır. Ya da SPF 30 olan bir güneş krem sürüldükten sonra 30 dakika güneşte kalınınca alınan radyasyon, sürülmeden güneşte kalınan 1 dakikaya eşdeğerdir. Başka bir deyişle SPF 30 olan bir krem sürmeden 2 dakika güneşte kalmakla, sürüldükten sonra 60 dakika güneşte kalmak eşdeğerdir.

100+ kadar yüksek SPF etiketli güneş koruyucuları mevcuttur. Daha yüksek sayılar elbette daha fazla koruma anlamına gelir, ancak SPF ölçeği akıl karıştırıcı olabilmektedir. Örneğin;  SPF 15 olan  güneş koruyucuları, UVB ışınlarının yaklaşık% 93'ünü filtrelerken, SPF 30 güneş koruyucuları yaklaşık% 97, SPF 50 güneş koruyucuları% 98 ve SPF 100 yaklaşık% 99 filtreler. Ne kadar yüksek giderseniz, fark o kadar küçük olur. 

Örneğin güneş koruma faktörü 50 olan bir krem UVB radyasyonun %98 inden korurken, koruma faktörü 100 olan krem %99 undan korur.  Başka bir deyişle ölçeke göre SPF 50 ve 100 arasında 2 kat fark varken, pratik koruma farkı % 1 den azdır. Bu nedenle SPF 30 ve üzerindeki kremlerin koruyuculuğu neredeyse aynı değerdedir.

Ancak unutulmamaldır ki;  “HİÇBİR GÜNEŞ KORUYUCU CİLDİ TAMAMEN KORUYAMAZ.”

Güneş kremlerinin zararları var mıdır ?

Güneş kremleri temelde UV B ışınlarından korurlar. Ancak, cildin daha alt katmanlarına ulaşan v DNA hasarına yol açan radyasyon UV A dır.  Bu nedenle güneş koruyucu kremlere  eksik kalan UV A korumasını sağlamak için bazı kimyasallar eklenmekte ve bu sayede geniş spektrumlu güneş koruması sağlanması amaçlanmaktadır.

Meraklası için yazının altında bir liste halinde bulabileceğiniz FDA tarafından onay verilen bu kimyasallar için tartışma konusudur. UV A ışınlarından korunmak için kullanılan bu kimyasalların kendilerinin de cilt altında ulaşarak DNA hasarı ve mutasyonlara yol açabildiğine dair kaygılar ve tartışmalar sürmektedir. 

Ancak, güneş kremlerinin olası zararlarını tartışırken krem sürmeden güneşe çıkmanın da zararlarını göz ününde bulundurmak gereklidir. Bazı kimyasalların olası zararları ile ilgili araştırmalar sürse de, halen kullanılmakta olan ve henüz zarrıı net olarak gösterilmiş güneş korucuyu kimyasal madde yoktur. Dik güneş saatlerinde güneşe çıkılacaksa güneş kremi kullanmak, kullanmadan güneşe çıkmaktan çok daha iyidir.

Güneş kremi satın alınacaksa SPF faktörü 50 ve üzerinde ve mümkünse kalite standardını kendisi denetleyebilecek olanaklara sahip olan büyükçe firmaların ürünleri tercih edilmelidir. Ayrıca, güneş kremleri düzgün koşullarda saklandığında son kullanım tarihi aşılmamak şartıyla ertesi yıl da kullanılabilir.

Son söz :

  1. Yaz aylarında saat 10.00-18.00 arası direk güneşe çıkmamak en ideal korumadır.
  2. Dik güneş saatlerinde direk güneşe çıkılacaksa, geniş ve dairesel siperlikli bir şapka, UV ışınlarından koruyucu özellikte bir güneş gözlüğü kullanılmalıdır.
  3. UV korumalı kumaşlardan üretilen tasarım olarak mümkün olduğunca uzun, bol ve dökümlü giyecekler  tercih edilmelidir.
  4. 6 aydan küçük çocuklar mümkün olduğunca direk güneşe çıkarmamalı ve böylece güneş koruyucu kremleri kullanmak zorunda kalınmamalıdır.
  5. Plaj şemsiyesini altında iken gölgede olduğunu düşünmek yanılgıdır.. Deniz ve kum yüzeyinden yansıyan radyasyon cilde ulaşır.
  6. Mağazalarda sörf tişörtü adıyla satılan UV korumalı tişörtler, hem güneşten koruyan ve hemde üzerinizdeyken denize de girilebilme özelliği ile tercih edilebilecek bir giyecektir.
  7. Güneş kremi kullanılıyorsa her 2 saatte bir yeniden sürülmesi gerektiğini unutulmamalıdır. 

 

*Satın aldığınız ya da almayı planladığınız güneş kremi içeriğindeki maddeleri aşağıdaki listeden inceleyerek hangi tür UV den koruduğunu anlayabilirsiniz.

FDA-Onaylı Güneş Koruyucuları

 

İçerikteki madde

Korunan Dalga Boyu

UVA1: 340-400 nm

UVA2: 320-340 nm

UVB: 290-320 nm

Kimyasal:

Koruduğu UV 

Aminobenzoic acid (PABA)

UVB

Avobenzone

UVA1

Cinoxate

UVB

Dioxybenzone

UVB, UVA2

Ecamsule (Mexoryl SX)

UVA2

Ensulizole (Phenylbenzimiazole Sulfonic Acid)

UVB

Homosalate

UVB

Meradimate (Menthyl Anthranilate)

UVA2

Octocrylene

UVB

Octinoxate (Octyl Methoxycinnamate)

UVB

Octisalate ( Octyl Salicylate)

UVB

Oxybenzone

UVB, UVA2

Padimate O

UVB

Sulisobenzone

UVB, UVA2

Trolamine Salicylate

UVB

Fiziksel bariyer oluşturarak koruyan maddeler

 

Titanium Dioxide

UVB, UVA2

Zinc Oxide

UVB,UVA2, UVA1