Annelik Hüznü ve Doğum Sonrası (Postpartum) Depresyon
Doğum sonrası dönem, aile için olumlu, doyum sağlayan ve aile bağlarının güçlendiği bir süreçtir. Ancak bu dönem her ne kadar aile yaşamına heyecan katmış olsa da, ailede bir takım krizlerin yaşanmasına da sebep olabilmektedir. Özellikle doğum sonu ilk bir haftada vücutta ve hormonlarda hızlı ve ani değişimler, fiziksel problemler yaşanmaktadır. Annedeki bu değişiklikler ile birlikte ailenin yeni bireyine alışmak, onu anlamak, isteklerine cevap verebilmek ebeveynler (anne-baba) için karmaşık bir süreçtir. Ebeveyn ve bebek, yeni dönemdeki bu değişimlere uyum sağlayamadığı zaman ruhsal problemler ile karşılaşabilmektedir. Anne-bebek etkileşimin sağlıklı başlatılması ve sürdürülmesinde, annenin yeni annelik rolüne uyumu, karşılaştığı sorunlarla baş edebilmesinde çevreden aldığı destek ve eşler arası uyum çok önemlidir. Anneler doğumdan sonra duygusal ve karmaşık duygular içinde olabilirler ve duygusal anlar yaşayan her anneye, ilk başta depresyondan bahsetmek ürkütücü olabilir. Bunun yerine anneyi doğru gözlemlemek, depresyon ile ilgili bir bulgu varsa bunu bir sağlık profesyoneli tarafından değerlendirilmesini sağlamak anneye aileye yapılacak en iyi yardım olabilir. Bu dönemde, her annenin yaşadığı duygusal dalgalanmalardan bir diğerinin ‘’Annelik hüznü’’ dediğimiz durumun varlığından bahsetmek bir anlamda bu süreci göğüslemeye yardımcı olabilir.
Annelik Hüznü
Annelik hüznü ‘’Postpartum Blues’’ olarak da adlandırılmaktadır ve doğum sonrası geçici bir durum olarak kabul edilir.. Genellikle postpartum (doğum sonrası) dönemde 2. ve 4. günlerde ortaya çıkan, baş ağrısı, uykusuzluk, yorgunluk, karar verememe, iştahta değişiklik, nedensiz ağlama, sıkıntı, endişe gibi belirtilerin görüldüğü bir durumdur. Bu durumlar normal postpartum değişiklikler kabul edilmektedir. Birçok kadın doğum sonu dönemde en küçük bir sorunla karşılaştığında kendisini göz yaşları içinde bulabilir, yetersiz hissedebilirler fakat bu durum annenin kendine ve bebeğine olan güveni geliştikçe yetersizlik hissi zamanla kaybolur. Eğer bu süreçte beklenenden uzun sürer, sosyal ve profesyonel destek ihtiyacı varlığında bu destek alınamazsa annede depresyona ve ileri dönemde psikoz dediğimiz daha ağır bir tabloya dönüşebilir. Doğum sonrası annelerin hemen hemen tamamı annelik hüznü yaşamakta fakat % 20’sinde Postpartum Depresyon görülmektedir.
Annelik Hüznü varlığında anneyi destekleyici önerilerde bulunacak olursak Örneğin;
-
Bebeğin beslenmesi ve bakımının mümkün olduğunca anne tarafından sağlanması
-
Anneyi destekleyen ve cesaretlendiren, olumlu çevre desteğinin sağlanması.
-
Emzirme süresinde olumlu yaklaşımlar ve desteğin sağlanması.
-
Ten Tene Temasın artırılması.
-
Bebeğin bakımına babanın da katılımının sağlanması ve desteklenmesi.
-
Bebek uyuduğunda annenin de dinlenmesi.
Sonuç olarak; doğum sonrası annelik hüznü doğal, tüm annelerin yaşadığı, duygusal karmaşıklıkların olduğu geçici bir dönemdir. Anneye verilen destek ve cesaret, annenin kendini yeterli hissetmesini, kendine olan güveninin artmasını sağlar, bebek bunu alır ve sakinler, dolayısıyla tüm bu süreç annenin sütünü de olumlu etkileyerek bu döngü sağlam bir şekilde işler. Saat gibi işleye bu çarkın dişlilerinden biri kırıldığında ise saat işlemez süreç tersine döner ve tüm aile bireyleri bu süreçten etkilenir.
Doğum sonrası Depresyon
Doğum sonrası depresyon ise diğer adıyla Postpartum Depresyon (PPD), doğumdan sonra bir kadında gerçekleşen fiziksel, duygusal ve davranışsal değişimlerin karmaşık bir karışımıdır. Dişi üreme hormonları olan östrojen ve progesteron seviyeleri hamilelik süresince artar ve doğumdan hemen sonra hızla düşer başkaca biyokimyasal değişiklikleri tetikler. Bu düşüş ve depresyon arasındaki gerçek bağ henüz net değildir. Fakat bilinen şudur ki, doğumdan sonraki üç gün içinde bu hormonların seviyeleri hamilelik öncesi hale gelir. Bu dalgalanmalar sürecinde PPD tespit edilen annelerin çoğunluğu iyi bir danışmanlık ve ilaç tedavisiyle iyileşebilmektedir.
Doğum Sonrası Depresyon Belirtileri Nelerdir?
Postpartum depresyonun belirtileri doğumdan sonra tüm annelerin yaşadığı uyku eksikliği, iştah değişmesi, aşırı yorgunluk, azalan libido ve sürekli değişen ruh hali gibi deneyimlere benzer, doğum sonrası depresyonda tüm bu belirtilere majör depresyon belirtileri eşlik eder. Majör depresyon belirtileri ise şunlardır: depresif ruh hali, haz kaybı, değersizlik hissi, umutsuzluk ve acizlik, ölüm veya intihar düşünceleri.
Doğum Sonrası Anne Ne Zaman Profesyonel Destek Almalı?
Tedavi edilmemiş postpartum depresyon yeni anneler ve çocukları için tehlikeli olabilir. Yeni bir anne şu durumlarda profesyonel yardım almalıdır:
-
Belirtiler iki haftadan fazla sürerse
-
Normal hareket edemediği zaman
-
Günlük durumlarla başa çıkamadığında
-
Kendisine veya bebeğe zarar vermeyi düşünüyorsa
-
Günün çoğunu aşırı endişeli, korkmuş veya panik halinde geçiriyorsa destek alınması gerekmektedir.
Doğum Sonrası Depresyon Önlenebilir mi?
Postpartum depresyonu önlemenize veya bununla başa çıkmanıza yardımcı olacak ip uçları bulunmaktadır:
- Yardım isteyin diğerlerine size nasıl yardımcı olabileceklerini söyleyin.
- İletişime açık olun, siz kendinizi ifade ettikçe başkaları size yardımcı olabilir , unutmayın.
- Kendiniz ve bebeğiniz için beklentilerinizde gerçekçi olun.
- Egzersiz yapın, yürüyüş yapın ve bir süreliğine evden çıkın.
- Bazı günlerin iyi, bazılarının kötü olacağının farkında olun.
- Akla yakın bir diyet uygulayın; alkol ve kafeinden uzak durun.
- Eşinizle ilişkinizi geliştirin birbirinize zaman ayırın.
- Aile ve arkadaşlarınızla iletişim içinde olun kendinizi izole etmeyin.
- Eve ilk çıktığınızda ziyaretçilere sınır koyun.
- Telefon konuşmalarınızı eleyin.
- Bebeğiniz uyuduğunda uyuyun veya dinlenin.
Yeni doğum yapmış annenin yeni doğan ve kadın sağlığı kadar ruh sağlığı da önemlidir. Kadınların çoğunluğu doğum sonrası duygusal dalgalanmalar yaşadığı bilinmelidir bunun Annelik Hüznü mü? Doğum Sonrası Depresyon mu? Olduğu Sağlık profesyonelleri tarafından mutlaka ayırt edilmeli ve annenin ihtiyaç varlığı doğrultusunda destek için yönlendirilmesi anne-bebek-aile sağlığı açısından önemlidir.
Ebe
Özgen ERDENİLGEN