İnsan sağlığı için sağlıklı yaşam ortamı %35 ile %50 (ortalama %45) nem içermelidir. Nem oranı %30'un altına indiğinde burun, solunum yolu gibi organların yüzeyleri kurur. Özellikle, burun ve boğaz kuruluğunu hissedebilirsiniz. Bu durum da özellikle solunum yolunda tahrişlere yol açar. Hatta kış aylarında sık görülen burun kanamalarının bile en sık sebebi, burun içi kuruluktur. Ayrıca cildimiz de daha da kuru bir görünüm alır. Nemin azaldığı ortamlarda statik elektriği daha çok hissedersiniz. Kapıdan bacadan elinize saçınıza elektrik akımının atladığını hissedersiniz.

Aksine nem oranı artıp % 50'nin üzerine çıktığında da özellikle alerjik solunum yolu sorunları, eklem ağrıları hissetmeye başlarsınız.

Nem oranı ortam sıcaklığına bağlı olarak değişkenlik gösterir. Su, her ısıda buharlaşır ama daha sıcakta daha çok buharlaşır. Sıcak yaz günlerinde sıcak hava nedeniyle buharlaşma arttığından soluduğumuz havadaki nem oranı da artar. Kış aylarında da buharlaşma için gereken sıcaklık enerjisi azalacağından havadaki nem oranı azalır. Bu durumun doğal sonucu olarak yaşam ortamlarımızı ideal nem düzeyine getirmek için bazı önlemler almaya gereksinim duyarız.

Yaşı yeterli olanlar hatırlayacaklardır. Eskiden çoğumuzun evinde bir odun ya da kömür sobası vardı ve o sobanın üzerinde daima bir çaydanlık su bulunurdu. Çaydanlık hem daima hazır sıcak su sağlardı; hemde yaşam alanının nem oranını ayarlamaya katkıda bulunurdu. Tabii, arada kazalar da olurdu. Ya sobada elimizi yakardık, ya da sıcak su dökülür, haşlanırdık.

Zamanla teknoloji konforu getirdi. Sobaya kömür koyup, sabahları cürufları temizleme derdinden kurtulduk. Üstelik artık sadece sobanın olduğu odayı değil tüm evi bile merkezi ısıtma yöntemleriyle ısıtır olduk. Kaloriferlerimiz, klimalarımız oldu. Güzel de oldu. Ama artık çaydanlığı üzerine koyacak bir sobamız da kalmamıştı.

Ne yapmalı ?

Amaç, %40 ve üzerinde ortam nemi sağlamak olduğundan, öncelikle evde bir nemölçer olması gereklidir. Ortalama 50 TL bir rakama satın alınacak bir nemölçer rahatlıkla iş görecektir.

Eğer, yaşam alanımızdaki nem oranı istenenin altında ise, ortamda su kaynatılabilir.  İster kettle, ister başka yöntemlerle ortamda su kaynatmak ev kazası sonucu yanıklar açısından büyük risk oluşturur.

Kalorifer peteğinin üzerine yeterince nemli havlu koymak, işe yarayabilir. Ya da kalorifer peteğinin kenarına asılan ve içine su konan kaplardan edinebilirsiniz. Bu yöntemlerin sakıncası, biraz zaman ve çaba gerektirmesidir. Yeterli nem elde etmekte çok da başarılı olmayabilir.

Günümüzde, en pratik ve kolay ulaşılabilir nem kaynakları buhar üreten cihazlardır. Ülkemizde de yaygın olarak satılan bu tür cihazlar temel olarak 2 farklı çalışma özelliğine sahiptirler. Sıcak buhar üreten cihazlar ve soğuk buhar üreten cihazlar.

Sıcak buhar üreten cihazlar, sıcağa bağlı buharlaşma yöntemi ile nem üretirler. Kaynayan sudan buhar ürettiklerinden bakteri ve mantar üretmezler. Sıcak suya bağlı ev kazaları riski göz önüne alınarak daha nadir tercih edilir.

Soğuk buhar üreten cihazlar ise su haznesinin hemen altında yer alan bir tür sonik üreteçle oluşturulan ses dalgaları sayesinde buhar oluştururlar. Sıcak su buharına göre partikül çapı çok daha küçüktür. Küçük çapı sayesinde, sıcak buharın aksine, akciğerin en uç ve küçük noktalarında kadar ulaşabilir. Ancak burada buharlaşmak için makinenin haznesine konan su, kaynamadığından steril olamaz. Ayrıca eğer suda ya da suyun içine konduğu haznede mantar, bakteri gibi mikroorganizmalar bulunuyorsa, akciğere kadar enfeksiyon servisi yapmış da olabilirsiniz.

Bu nedenle eğer, soğuk buhar cihazı satın alacaksanız,  su konan haznesinin mümkünse cihazdan ayrılabilir, kolayca temizlenebilir özellikte olmasına dikkat etmelisiniz.

Ayrıca kullanırken cihazın içine koyduğunuz suyun temizliğine ve yabancı maddelerden arındırılmış olmasına dikkat etmelisiniz. Mümkünse, çeşme suyu yerine distile su (akü suyu) kullanın. Bu sayede, mikrop açısından temiz su sağlayabilir ve ayrıca cihaz içi kireçlenmeleri de en aza indirerek cihazın ömrünü uzatabilirsiniz. Eğer distile su kullanmayacaksanız, en azından çaydanlığın altındaki daha önce kaynamış suyu kullanın.